31 Aralık 2010 Cuma

Happy New Year..

Son 2 buçuk yılım özlemekle geçiyor..
Çoğu insanı özlüyorum,yanımda olanları bile..
Onların eski hallerini,gülen yüzlerini,bana söyledikleri sevgi sözcüklerini..
Çok değişti insanlar,yada ben değiştim!
Evet bir de artık yanımda olmayanları özlüyorum..

Bay Y mesela..
Sırdaşım olmasını,ilk aradığım insan olmasını,dost kelimesini en çok yakıştırdığım insan olmasını,burnumu evirip çevirmesini,saçlarımla oynamasını,'Hayır be gerizekalı bu çok çirkin bunu sakın alma' diyip aldığım kıyafetleri fırlatıp atmasını,alışveriş seven erkek bulduğum için sevinişimi,bana aldığı hediyeleri.. Ta ki bana....... Evet susuyorum. Çünkü o kısmı sildim attım hayatımdan.. Giderek azaldı onu yanımda aramalarım bulamayıp ağlamalarım çırpınışlarım..
Umarım 2011 Bay Y'yi tamamen bitirirsin hayatımda..

Sonra Minnoşumu mesela..
Bu sensiz geçirdiğim 3. yılbaşı olacak.. O geri sayımı yaptıktan sonra duruluyorum 3 seferdir.. 'Neden böylesin?' diyorlar cevaplamıyorum. Yaklaşık 5 dakika boyunca gözyaşlarımı akıtıyorum gizli gizli.. Elimden birşey gelemiyor ya o an ona kızıyorum.. Toprağı kazıp çıkarmak istiyorum seni,öpmek istiyorum o mis pembiş yanaklarını,rüyalarımda değil gerçekten görmek istiyorum artık seni.. Allah'ın seni yanına aldığı o günden beri cız ediyor bir yerlerim.. Unutuldun sanıyorlar ama her dakika kalbimdesin sen benim güzel bebeğim.. Her saniye aklımdasın.. Tekrardan ve defalarca mekanın cennet olsun minnoşum.. Seni hiç unutmadım ve unutmayacağım güzel kuşum..
Umarım 2011 Minnoşumu daha çok görürüm rüyalarımda bu sene..

Abimi özlüyorum sonra.. 1 ay bile bana o kadar ölümcül geliyor ki.. Her saniye yanımda olsun istiyorum günde 2 defa arıyorum yetmiyor.. Bu seneyi atlatıp gitmek istiyorum İstanbul'a abimin yanına..
Dedemi özlüyorum.. İEU üçlümü özlüyorum..
Herkesi özlüyorum..

İşte böyle geçti 2010..
Umarım 2011 çok daha güzel ve kavuşmalı bir sene olur..
Herkese iyi,mutlu,sağlıklı nice yıllar.. Umarım herşey gönlünüzce olur. Özlemleriniz kederleriniz ümitsizlikleriniz yıkılmışlıklarınız yerini sevinçlere mutluluklara bırakır.. İyi yıllar :)

24 Aralık 2010 Cuma



Böyle güzel bir şarkı?
Evet sayılı..
Muh-te-şem..

but tonight im lov-fuck-ing you

8 Aralık 2010 Çarşamba

Benim en en çok sevdiğim şey şarkı söylemektir.. Özellikle bağıra çağıra evde ve sınıfta söylemek gibisi yok!
Ama ama ama şu zamana kadar söylerken en zevk aldığım ve eğlendiğim şarkı sözü
'Ben ben mesela uçarım mesela,yerlere göklere sığamıyorum'dur
Arkadaşım insan söylerken gaza mı geliyor eğleniyor mu mutlu mu oluyor tam kestiremiyorum ama inanılmaz eğlenceli. Şarkıyı açıp tam o kısmını söyleyin sizde çok eğleniceksiniz :)



neyse bu şarkıyıda bol bol dinlemekte yarar var


4 Aralık 2010 Cumartesi

Hayatta en çok değer verdiğiniz insanlardan birinin
Yalanını yakaladığınız anda
O midenizdeki kasılma,içinize boğazınızdan litrelerce kaynar su boşaltılıyomuş hissi,kalbinizdeki sıkışma ve bunların hepsinin 3 saniyede gerçekleşmesi..
Sanırım hayatın en kötü 3 saniyesi oluyor..

3 Aralık 2010 Cuma

Arsenikte Yaşayan Canlı

Nasa'nın yaptığı açıklamalara göre
Bunca zaman bana gülen herkesi bi derece göt etmiş bulunmaktaydım..
Arsenikte yaşayan bir bakteri,dünya üzerinde arsenikte yaşamayı bırakın arseniğe dayanabilen canlıların var olmadığını düşünerek virgülden öncesini tekrar okuyun..
Evet siz benim düşündüğümü düşünüyorsunuz!
Kesin olarak 'Dünya dışında yaşam var' diyemesekte çok çok çok büyük bi buluş bu..
Yani zaten bizim aradığımız zeki yaşam formu değil,eli kolu olan yürüyen konuşan canlılar aramıyoruz biz,(biz dediğim kim bilmiyorum :D ) dünya üzerinde bu kapsamda yaşayabilen canlılar olmadığına göre ve şimdi bulunduğuna göre,nerden gelecek arkadaşım bu bakteri ?
Temel bileşenleri içinde fosfat ve fosfatın biyolojik formlarının yerine arseniği kullanan bi canlıdan bahsediyoruz!
Yani yaşam için mutlaka gerek olan CHNOPS yani hidrojen, oksijen, karbon, fosfor, nitrojen ve sülfürden fosforun yerini arseniğin aldığı bir canlı..
Yaşam için gerekli olan bu 6 bileşenin dışına çıkabiliyorsak demek ki sadece arsenik değil daha bir çok madde bu 6 bileşenin birinin bile yerini alabilir ve 'Burda yaşam olamaz kesinlikle' dediğimiz yerlerde yaşam çıkabilir.. Ve buda tek tek geride kalan her yeri araştırmamız gerektiğini bize gösteriyor..
Çünkü mesela ATP'deki P fosfat,DNA'da şekerleri birbirine bağlayan element fosfat,ve şimdi DNA'da ATP'de bu molekülün yerine arseniği kullanabilen bir canlı.. Yani DNA ve ATP'nin yapısını değiştirebilecek tamamen fosfatın yerini alabilecek bir molekül..
Bunların hepsi 6 bileşenin dışına çıkmamızı her türlü ihtimali araştırmamızı illa ki yaşam için fosfat aramamız gerektiğini bize gösteriyor..
Okuduklarıma göre bilim adamları 6 bileşenin fosfat dışındaki bütün bileşenlerini kullandıklarını ama fosfatın yerine arsenik verdiklerini ve bunun sonucunda canlının büyüyüp geliştiğini söylüyorlar..
Şu zamana kadar geliştirilen teorilerin çok çok dışında bir moleküler yapıya sahip olarak yaşayan bir canlı dünya üzerinde..
Kısacası arsenik bazlı bir yaşam olabilir dünya dışında ve içinde.. Bir canlı bu zamana kadar illaki olması gerek dediğimiz ve kesinlikle yaşam olan yerlerde onlardan bahsettiğimiz 6 bileşenin birinin yerine arsenik kullanabiliyorsa eğer belkide dünya dışında bir yerlerde arsenik bazlı bir hayat vardır..
İşte tüm bu yeni ve tamamen farklı sorular çok daha ilerilere götürebilir insanlığı,yeni bir yaşam formu bulunur belkide..
Ne kadar önemsiz birşey gibi dursada yaşam için gerekli bileşenlerin birinin yerine başka bir bileşen kullanan bir canlı.. Gerçekten çok ama çok önemli bir buluştur!
Küçümseyen zaten gitsin uyusun,yemek yesin filan devam etsin hayatına..

28 Kasım 2010 Pazar

kahretsin!

İnsanın istemediği ot burnunun dibinde bitermiş!!!!

Şu söz ne kadar doğru,ne kadar gerçek bi sözdür yahu!
Sen hiç karşılaşmak istemediğim,adını duymak dahi istemediğim insan kaaaalk İzmir'e taşın,hatta gel benim okulumun olduğu semte beni çıldırt!
Bi de gelemeyecek diye götü atarken 'Ay ben hiç istemiyorum' ayaklarına yat!
Ulan!
Ulaaaaan!
Sinirleniyorum,çok sinirleniyorum!
Bazı kızlar ne kadarda güzel yakıştırıyorlar 'kaşar' kelimesini bünyelerine..
Konunun detayı çok öncelerde yazmış olduğum 'Tatil ve Sürtükler' yazımda geçiyor,tekrar tekrar yazıp sinirlerimi ayaklandırmaya niyetim yok gece gece..
Zaten orda yazdığım satırlar,hatta duyabileceğim yazabileceğim hiç bir söz,cümle beni 'İzmir'e taşınıyoruz' cümlesinden daha çok sinirlendiremez şu an!
Allahım..
Görmeyim nolur,görürsemde sen sabır ver o otu yolmayım noluuuuuuuuuur!

İçSes:şu şarkıyı dinlede sakinleş!

24 Kasım 2010 Çarşamba

geçmiş acı verir



I'm lucky I'm in love with my best friend..

En çok söylediğin şarkıydı bana..
Özellikle bu satırlar!
Anlamalıydım.
Anlayamadım..

Şu muhteşem şarkıyıda dinleyemiyorum senin yüzünden,acı veriyor çok acı veriyor..
Keşke hiç tanışmasaydık bay Y.

19 Kasım 2010 Cuma

14 Kasım 2010 Pazar

Evet herkese şimdiden iyi bayramlar diliyorum ey blogçular.. Umarım çok güzel bi bayram ve tatil geçirirsiniz,ben geçiremicem malesef bizzat dershane hocalarımın kullandığı cümleler hep şuna yakındı çünkü 'Aahahahha evet gençler çok doğru bakıyorsunuz suratıma,size bayramı zehir edicem,hazırlanın ödevleri söylüyorum..'
Denizliye gidiyorum ben,gidiyorum ki tatil vesilesi ile şehir dışından gelen arkadaşlarıma uyup sokaklarda sürtmeyim 9 gün boyunca.. Biliyorum yaparım,9 gün boyunca eve girmem ve ödevler ellerimden öpemez..
Neyse,tekrardan iyi bayramlar :)


Evet işte siz ! Siz benim ömrümü yediniz ve daha sizin yaklaşık 4 katınız kadarı daha ömrümü yicek.. Bu sene sonuna kadar mallaşmazsam iyidir. Sizden nefret ediyorum..

Neyseki işte böyle muhteşem parçalar yapıyorlar ve benim nefretim sıkıntım birazcıkta olsa geçiyor..
Evet haftanın şarkısı budur..

9 Kasım 2010 Salı

10 Kasım..


Birazdan yatıp uyucam..
Ama yarın canım ne yeni güne uyanmak isteyecek ne yatağımdan kalkıp sokağa çıkmak..
Bunun yarın ki coğrafya matematik geometri birebirlerimle,okulun sıkıcı temposuyla hiç ama hiç ilgisi yok..
İstememem şundandır ki,
Ben hiç bir 10 KASIM'a isteyerek uyanmadım..

Evet yarın sabah herkes saygı duruşunda duracak,Atatürk ile ilgili yazılar şiirler dinleyecek,İzmir için konuşmak gerekirse her balkonda Atatürk resimleri Türk Bayrakları görecek.. Herkes Atatürk'ü Anlamak'ın ne olduğunu anlatmaya çalışan binlerce harf dinleyecek ve herkes yarın akşam yastığa başını koyduğunda her yıl olduğu gibi Atatürk'ü Anlamak'ı anlamadan uykuya dalmaya hazırlanacak.. Her törende Atatürk'ü Anlamayan,sevmeyen binlerce insan alkış yapacak üzülmüş gibi yapacak.. Ayırt etmek ise çok güç.. Çünkü biz hiç bir zaman içlerindeki sahteliği bırakın yüzlerindeki o sahte üzüntüyü anlayamayacağız..

10 kasım yas günü değilmiş.. Güldürmeyin beni..
10 kasım en acı gündür! Tam yas tutulacak kapkara matemli bir gündür.. Acı doludur,pişmanlık,özlem, Atatürk'ü gerçekten hayatında ve kalbinde hisseden insanlar için hedef koyduğu uygarlık seviyesine çıkmayı bir türlü beceremediğimizden utanç günüdür.. Ben her 10 Kasım'da hüngür hüngür ağlarım mesela..

Bunları düşünerek yine bir 9 kasım gecesine dalıp 10 kasım sabahına uyanacağım..
Ama olsun hala varız biz.
Atatürk'ü Anlamak'ın ne demek olduğunu hayat çabası ve amacı yapmış gençler olarak hala varız..
Sen uyuyabiliyorsan eğer bi nebze rahat uyu Atam.. Cumhuriyet'i emanet ettiğin gençler olarak bi' avuç kalmış olsakta yarın hüzünle,acıyla ama büyük bi' gurur ve onurla dim dik uyanacağız güne..
Kalbimizdesin ve hep orada kalacaksın..
Dilimizde tek bir cümle, 'Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene..'

193~

7 Kasım 2010 Pazar

çok çok çok kızıyorum!


Bu nasıl bi deliliktir?
Analitik,matematik,geometriyi icat etmek nasıl bir manyaklıktır ?
Yani bu aralar bunları icat eden amcalarımızı çok güzel anıyorum,ana avrat hergün hürmetlerimi sunuyorum bir aile boyu..
Nasıl bir akıl bu.
İnsanlar sırf yapacak hiç birşeyleri olmadığı,çok sıkıldıkları için,değişiklik yenilik olsun diye yaptıkları bu deli işi şeyleri biz niye üniversiteye girmek için g.tümüz ayrılana kadar anlamaya ve öğrenmeye çalışıyoruz!
Yani bunu icat edenlerde anlamamış ve öğrenmemiş demek ki hala ucu açık bunların. Geliştirmiş geliştirmiş sonu yok! Bilmem kaç yıl geçmiş biz hala bunları geliştircez diye yırtınıyosak demek ki amaçsız birşey bu.. Yani birşeyde çabalarsın sonucuna iyi kötü ulaşırsın ya değer ya değmez ve biter. Ama bu matematikte geometride alanım olmasada sayısallar için fizikte yokki. Hababam üret,hababam dene yaz çiz sil y bul x bul çarp böl topla ayır yardır geceler boyu seviş denklerimlerle küfret yok yani sonu yok!
Sinirleniyorum ve geceler boyu çok güzel anıyorum sevgili abiiiiiiilerimizi,amcalarımızı.
İyi bok ettinizde attınız temelleri,biz bu gökdeleninde gökdelenini hala çıkıyoruz sayenizde hemde yürüyerek!!!!!

5 Kasım 2010 Cuma

Sesin bütün şarkıları muhteşem yapmak zorunda değil ki..


Sadece bu mu..
Airplanes, Love The Way You Lie, Talkin 2 Myself, Drop The World, Crack A Bottle, You Don't Know ve daha birçoğu..
Seni sevmesemde şu sesine ve girdiğin tüm şarkıları efsaneleştirmene bayılıyorum..

30 Ekim 2010 Cumartesi

çıkmaz..

Evet son 3 gündür şoktayım.
Her insanın başına gelmeyecek bir şey yaşadım ve hala içinde bulunduğum ruh hali sayesinde yaşıyorum..
4 yıldır okul boyunca hergün gördüğüm,defalarca konuştuğum,güldüğüm,eğlendiğim çocuğa şizofreni tanısı kondu..
Şok olduk,kabullenemedik hala kabullenemiyoruz.
Çok garip hissediyorum,hiç ama hiç şüphelenmemiştik yani gözümüze hiç çarpmamıştı bu hareketi çok acayip filan diye.. Salakmıyız acaba tüm sınıfça ? Nasıl olurda ilerlemekte olan bi şizofreniyi anlamadık senelerce..
Yani sonuçta doktor değilsiniz be nerden anlayabilirsiniz dingil' diye sorabilirsiniz bana şu an ama cidden 4 yıl çok kapsamlı,uzun bir süre nasıl olurda hiç dikkatimizi çekmez..
Aslında düşündükte çoğu zaman derste saçma,alakasız şeyler söylüyordu kalkıp,yapmadığımız şeylerle bizi suçluyor sonrada 'Yanlış anlamışım ben' diyip kapatıyordu konuyu,birine hikayeler yazıyordu edebiyat dersinde kalkıp okuyordu ve bize var diyordu,derste durduk yere gülüyordu hemde kahkahalarla.. Yani hatta çoğu kez bunu yapıyordu ama işte hiç dikkatimizi çekmemiş. Hep 'Dikkat çekmeye çalışıyor boşverin' dedik ve bu hareketlerini saniyesinde unuttuk çocuğun lakin çocuğun psikolojisi bas bas bağırıyormuş bize 'Dikkatinizi çeksin artık bu çocuk normal değil' diye..
FARK ET-ME-DİK !
Hatta bazen duymamazlıktan bile geldiğimiz oluyordu..
Suçluyoruz kendimizi,suçluyorum kendimi.. Ben ki etrafını iyi gözlemleyen biriyimdir diye ahkam keserdim eskiden ama hiçte öyle değilmiş..
Asıl üzen,onu 3 gün önce en son gördüğümüzde bizden/hepimizden nedensiz yere özür dilemişti ve bizi ne kadar çok sevdiğini söylemişti.. Ve biz yine farketmeyerek 'Off boş bu çocuk arkadaş ya' diyip devam etmiştik bu saçma sapan şey hiçte dikkatimizi çekmeyerek.. Meğer çocuk hastaneye yatcağını öğrenmişte veda etmiş bize..
Şokuz,şokum..
Bu duruma nasıl katlanılır bilemiyorum.

24 Ekim 2010 Pazar

Bi insanın en yakın arkadaşlarından biri hemen üst katında oturuyorsa ve o gitmişse inanın başına gelebilecek en berbat ve acınası durum bu oluyor.. Meğer ne kadar çok kaplıyormuş hayatımı,her bokta kapıya dayanabiliyordum,acıktığımda sıkıldığımda tek adresimdi. Bazen ay bugün hiç birşey olmadı ya diyip bile gidebiliyordum o derece. Şimdi çok zorlanıyorum hele ki öss senemde.puf

NeyseBiri bana bu gözlüğü alabilir mi ? Ay çok şey istiyorum ben bu aralar. Ama çok güzel değil mi? Evet bencede çok güzel..

Sonracığıma,hayatımda değişik birşeyler olmuyor bu aralar. Lys geometrisi saçımı başımı yolmama neden oluyor mesela,çok zor çok çok çok zor.. Bilemedim ben ne yapıcam lys geometrisiyle.. Başım belada.
Kitap okuyamıyorum bu sene. En çok üzüldüğüm şeylerden biri o. Geçen sene okuduğum kitabın haddi hesabı yoktu. Haftada bazen 4 günde bir kitap bitirip yenisine başlıyordum işte bu yüzdendir ki türkçeden 36 ve sosyalden 34 net çıkarabiliyorum :)

Neyse zaman ders zamanıdır.. Sabahın 3üne kadar çalışsamda sanki bana uyuduğum o 4 saatlik dilim bile boşuna gidiyormuş gibi geliyor,evet doğru bildiniz çıldırıyorum.
Neyse hadi bu kız ders çalışmaya gider..

22 Ekim 2010 Cuma

çok vahim..

ne ben sana kızarım,
ne de zatın zahmet edip bana küssün
artık seninle biz,
düşman bile değiliz

15 Ekim 2010 Cuma

Tam 1 yıl 5 ay oldu bugün..
Defalarca gördüm belki seni,koşup 'Ne işin var len burda? Hani evdeydin çakal' diyip kafama bi tane yapıştırmanı bırak hatta geçerken geçen 6 yılın hatrına bi küçüp gülümsemeyi bırak.. Kafamızı çevirip geçiyoruz. Alıştım belki bu duruma. Ama içimde tam kalbimin orda aslında birazda mideme doğru bi yerlerde birşeyler cız ediyor hala.. Böyle mide yanması gibi birşey oluyor. Bir anlık boğaz düğümlenmesi.. Sonra geçiyor. Alıştım belki ama hala içim acıyor. Her yerde sevdiğimiz şarkıları duyuyorum,o sevdiğimiz şarkıların sözlerini kırmızı kalemle doldurduğun mavi kağıdı her dolabımı açışımda görüyorum,birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi söylediğimiz ses kayıtlarımız hala duruyor,bana aldığın milyon tane kazağı,tshirtü atmaya kıyamadım onlarda duruyor,filmlerimizi en sevdiğimiz dizi bölümlerini bile defalarca açıp izliyorum. Ama bıraktım artık,geri gelmeni ümit etmiyorum aptallık olur çünkü :)
Katlanmayı öğrendim,ama bir anlık dolan gözümü birşey kaçmış gibi salakça ovmaktan bıktım artık.. Belkide sahip olabileceğim en muhteşem dosttun, erkek arkadaştın,herşeydin sen..
Olmayınca olmuyor işte. Bugünde gördüm seni mesela ama sen beni görmedin. Görme zaten,görüp kafanı çevirmendense görmemen çok daha iyi,en azından bu daha katlanılası birşey.
Öyle işte. Adı üstünde içdökmekamaçlı.
İtirafta edebilirim,seni çok özlüyorum.

10 Ekim 2010 Pazar

leopar..

Leopar deseni manyaklığı bi bende mi var bilmiyorum..
Ben inanılmaz beğeniyorum.. Çoğu ayakkabılara ve çantalara o kadar yakışıyor ki..
O kadar beğeniyorum ama tokalarımın haricinde hiç bir aksesuarımda kıyafetimde leopar deseni yok çünkü hiç güzel bulamadım.. Hep uyduruk. Renkler sönük,desenler tam olmamış..
Hiç gelmiyor Türkiye'ye düzgün leopar deseni..
Ama mesela;

Beyonce o ayağındakini bana verse olmaz mı ? Hee bi sorsak ya :(



Sonra mesela bu çantayı hiç beğenmesemde üzerinde ki leopar deseninin canlılığına bayıldım.. Daha önce leopar deseninin bi objede hiç bu kadar parlak,bu kadar canlı durduğunu
görmemiştim.

Of ağlayabilirim. Ya leopar desenli topuklu ayakkabı istiyorum ben,Beyonce'a sorsak olmaz mı ?

4 Ekim 2010 Pazartesi

alışveriş filan



Şu alışveriş bizi neden bu kadar mutlu ediyor bilemiyorum!
Bugün dershane okul test geometri edebiyat yorgunluğu demeden sırf dün beğenip almaktan vazgeçtiğim yün kazakımsı yelekimsi şeyi almak için yollara attım kendimi..
Sonra eve gelince öss olduğumu hatırlayıp sıkıntılı öss ergeni moduna girdiğimde 'Aaa ama bak yeleğin çok güzel demiiiii' diyip susturdu beni annem :) -tuhaflık benim aileme işlemiş-
Sonra kolye aldım,milyonuncu cüzdanımı aldım -Yaa ama bu bej!Bej yoktu anne-
Mutlu oldum açıkçası.
Ama yarın sabahın köründe uyanıp okula gidicem yine-çekilcek çile mi bu!?
Ha ojemi yine alamadım çünkü bulamadım lanet gitsin! Ama bulucam bi şekilde alıcam o ojeyi kafama taktım.
Tabi bu arada derste çalışıyorum,delirmişler gibi önümde arkamda test kitapları..
Hakkımda hayırlısı deyip uyuyorum ben artık.
Haaaa bide yarın saat 8 buçukta Karşıyaka'mın Leiden ile basketbol maçı var,tabi ki ordayım,tabiki bağırıp çoşup stresimi atıcam.. Muhteşem olacak
Ve son olarak abimi çok çok özlüyorum.. :(
Neyse,
Kendinize çok iyi bakın

2 Ekim 2010 Cumartesi

Oje

Dünyanın en güzel ojesi bu değil mi sizcede?
Aradım bugün,bulamadım bu rengi..
Yani tam tutmuyo renk..
Çıldırabilirim,biri bana bulsun bu renk ojeyi olmaz mı?
Nolur nolur nolur :(

29 Eylül 2010 Çarşamba

Bu aralar tek yaptığım Travis dinlemek..
Soru çözerken,okula giderken,dinlenirken sürekli sürekli Travis dinliyorum..
Ha bide somurtuyorum.
Her zaman ki etrafına neşe saçan Cansu kayboldu bu aralar,inanılmaz sıkıldım.
Hani otururum,uyurum geçer diyordum lakin geçmiyor..
Hergün 8de dershaneden geldikten sonra yarım saate yemek yiyip 15 dakika uzanıp 12 buçuğa kadar kahve takviyeleriyle çalışıp uyuyorum,arada meyve yiyorum,soda içiyorum.
Ve şu hayatta en sevdiğim şey olan kitap okumayı yapamıyorum uzun zamandır..
Oturup internetin başına bilim,edebiyat,felsefe alanlarında neler olmuş takip edemiyorum,bilen birileri varsa anlatsın bana.
Bu arada bende kesin migren var. Kesin ama! Sürekli baş ağrısı çekiyorum. Öyle böyle değil yalnız gözümü açamayacak duruma geliyorum ve bu beni çok daha somurtkan ve sinirli yapıyor.. Bi' an önce doktora gitmeliyim.
Bağıra bağıra şarkı söylüyorum sürekli evde,okulda. İnsanlar deli diyor bana ama umrumda mı orası tartışılır :) -aa güldüm bak-
Neyse garip günler geçiriyorum,umarım bi kaç güne gelirim kendime..

21 Eylül 2010 Salı

An itibariyle
hem okulu,hem öss'si olan bi cns var karşınızda..
Haliyle zorlanacağım bilgisayar açmaya.
Sayfalarca matematik ve geometri ödevleri uykumda bile beynimde uçuşuyor.
Ayrıca inanılmaz yemeye başladım. Daha 2. dersten acıkıyorum filan bu benim için iyiye işaret kilo alabilirim umarım.
Neyse,
Arada girebilmeyi umuyorum.
Öptüm.

19 Eylül 2010 Pazar

2. İzmir Uluslararası Dans Festivali

İtiraf etmeliyim ki hiç bir zaman dansa ilgim olmadı.
Hani seviyorum sevmiyorum bile diyemem o derece ilgisizdim ben.
Ta ki bugüne kadar..
Bugün teyzemin sayesinde muhteşem bi akşam geçirdim. Gerçekten mükemmeldi..
Taa 1 buçuk ay önce gazeteden kesmiş bi haber bugün aradı bizi dedi ki 'Bugün festival varmış hadi gidelim.'
Annem geldi odama 'Hazırlan festivale gidiyoruz' dedi..
Benimde aklıma ne festivali olduğunu sormak hiç ama hiç gelmedi..
Gittik Mavişehir Kapalı Spor Salonu'na (oğlum orası bildiğin Arena ya, hani Karşıyaka'nın basket maçlarında ses tellerimizi koparıncaya kadar hönkürdüğümüz yer)
Neyse anam bi gittim dans..
Yok dedim ben gidiyorum katlanamam bütün akşam evde geometri çözerim çok daha eğlenirim yani. Eniştem, teyzem ve annemin yoğun ısrarlarının üzerine tamam dedim burdayım ama hoşlanmazsam giderim. Tamam dediler.
14 eş 5 5 4'lü çıktılar ilk..
Salsa, cha cha, rumba, paso doble, jive ve samba..
Aman tanrım resmen şoka uğradım..
İlk şok anı yani.
Büyülenmiş gibi oldum ciddi anlamda..
Sonra 4ü elendi 5 5 olarak çıktılar sahneye.. Tempom arttı
Hele o paso doble.. Allahım ne muhteşem bi danstır o yahu. İnanılmaz beğendim..
Sonra yine 4ü elendi ve 6 eş kaldı..
Derken birinci İtalya oldu.. -zaten dediydim ben!-
Şunca zaman hiç birinden bi gram anlamamış olmama kızıyorum!
Keşke ilgimi çekseydi,keşke.. Özenmedim dans etmek istemezdim ama en azından böyle organizasyonlara koşa koşa giderdim..
Hıncal Uluç kankamızda ordaydı, Cevat Durak'ta sonra TolgaHan.
Ve hepsi bir yana Todes diye Rus bi ara grup çıktı.
Tam 12 gösteri sundular.. Yani tonlarca para yağdırıp her gösterilerine gidebilirim.. O derece mükemmellerdi. Zaten onları daha ilgiyle izledim diyebilirim.
Muhteşem bi akşamdı,cidden çok fazla iyidi..

Neyse kıssadan hisse;dans güzel şeymiş yahu..
Çok sağol teyze

17 Eylül 2010 Cuma

fatmagül

Fatmagül'ün suçu ne bilmiyoruz ama..
Bizi öğrettiği birşey var..

'Bi kızın gece o saatte dışarda ne işi var arkadaş?'
'Eee o saatte sokaklarda dolaşırsa olacağı o'

diyebilecek kadar hayvan insanlar varmış bizim ülkemizde..

Hiç mi vicdanınız yok sizin !?

16 Eylül 2010 Perşembe

heartbeat



You steal my heart away
Stop tryin’ steal my heart away

I can feel your heartbeat
He said to me
I can feel your heartbeat
Running through me

10 Eylül 2010 Cuma

Partiler ve Sarhoş olmak

Eğer sarhoş olmak istiyorsanız ve bu bir partide olacaksa
o parti kesinlikle ve kesinlikle kendi evinizde olmasın!
'O şuraya kustu'
'Aman annemin biblosunu devircek lanet olsun'
'Of içkiyi döktü'
'Allah tabaklar kırıldı' diye insanların peşinde koşmaktan
beyniniz hiç olmadığı kadar ayık ve dikkatli oluyor ve içtiğiniz onca içki kesinlikle etki etmiyor..

bkz:beyin ne tuhaf şey yehu
bkz:tecrübe


Ha tabiii 'Aman be banane. Kırılırsa kırılsın dökürlürse dökülsen hiç bişey olmaz' diyebilecek rahatlığınız varsa sayfayı kapatın,yazıyı unutun ve elinize telefonunuzu alıp evinizde vereceğiniz yeni parti programları yapın.

9 Eylül 2010 Perşembe

9 Eylül ve Bayram (:

Bayramınızın Hayır'lara vesile olmasını diliyorum :)
İyi bayramlar..
Birde güzel İzmirimizin kurtuluş günü kutlu olsun.. :)

8 Eylül 2010 Çarşamba

Diş ağrısı kadar lanet bişey daha yok!
Birileri sürekli dişimi beynime doğru oyuyor sanki
Of bela ya

5 Eylül 2010 Pazar

Kış

Ayaklarımın üşümesini özlemişim..
Geçenlerde üşüyüp kalın pike istedim annemden inanılır gibi değil..
Havalar artık serin,yaşasın!
Battaniyeye sıkı sıkı sarılıp uyumayı,ceket ve bot giymeyi,sıcak şeyler içip büzüşmeyi çok çok özledim..
Kış gelsin artık.

2 Eylül 2010 Perşembe

önyargı

Hayatım boyunca önyargım başıma dert açmıştır..
İyi bi insanı kötü,kötü bir insanı iyi sanmışımdır. Olayların sonunu görmeye çalışıp önyargıya başvurmuşumdur ve sonunda hiçte beklemediğim çok fena bi sonuçla karşılaşıp yanıldığımı anlamışımdır.

Sonunu gördüğümde hep kendi kendime söz vermişimdir, 'Bir daha önyargı yok!'
Ama hiç bir zaman bu sözü tutamadım.
Geçenlerde olduğu gibi...

Malum dershane.. Sene boyunca kucağımızda kollarımızda ortalama 5 kitap 1 defter 2 dosya taşıyoruz..

Yine bu ortalamanın tuttuğu bir gündü dün. Kolumda 4 kitap 1 tane 6 bölmeli defter 2 tanede dosya. Kollarım dosyanın çizikleriyle yara yara olmuş durumdaydı. Eve dönmek için dolmuşa bindim. Zaten dolmuşu beklerken çok sıra vardı haliyle ayakta 7 kişinin gidebilceği bi dolmuşta ayakta 17 kişi gittik.. Biner binmez bi abla(diyelim 25 yaşında vardı) çarptı gözüme. Gayet itici geldi o an bana,takmış kulaklığını oturuyordu. Kırmızı topuklu ayakkabılar siyah bi' pantolon, kırmızı çanta, omzu düşen beyaz bol bi t-shirt,fazlaca güzel bi' yüz ..-topuklu ayakkabılarını kıskandığımdan olsa gerek diye düşünüyorum bana gelen iticiliği- Neyse.. Düşündüm o an 'Oh giymiş topuklulularını yayılmış müzik dinliyor,biz burda bütün gün geometriye kafa patlatalım o şıkır şıkır gezsin. Biz ayakta kalalım o kadar yorgunlukla kitapları taşıyalım,başımız ağrısın umrunda mı' diye.. Bunları düşünürken bir yandan kollarım kopmuş vaziyette parayı çıkarmaya çalışıyodum ki o az önce bahsettiğim itici abla kulaklığını çıkarıp 'Canım benim çok zorlanıyorsun ver benim kucağımdan dursun kitapların' dedi..

Nasıl utandım o an.. Sanki içimden geçen o kötü düşünceleri herkes duymuşta, 'Bak sen öyle diyorsun ama kız seni düşünüyor!' diyorlarmış gibi geldi. Abla gayet içtenlikle gülümserken suratıma ben nasıl nasıl utandım ama anlatamam! Ve zaman tam o anı seyrederken içimi büyük bi mutluluk kapladı. Aslında benim tahmin ettiğim gibi değilmiş diye inanılmaz mutlu oldum ve yüzümde kocaman bi gülümsemeyle 'Çok çok teşekkür ederim,çok düşüncelisiniz' diyip verdim kitaplarımı ona.. Ayrıca inerken diğer ayaktakiler geçip oturmasın kalktığı yere diye 'Gel sen otur hadi' diyip çekti beni kolumdan oturttu kalktığı yere.. Utanmasam mutluluktan ağlıcaktım o derece oldum!

Dün hayat -daha doğrusu abla- bana tekrar tekrar öğretti önyargılı olmamam gerektiğini!
Her zamankinden çok daha fazla öğretti hemde.. Çünkü ilk defa o kadar utandım ve aslında iyi insanların varlığını tekrardan hatırladım!
Adını sanını bilmiyorum ama çok sağol abla..

31 Ağustos 2010 Salı

Bir şey olmuyorsa eğer
ya gerçekten olmaması gerektiği için,ya da daha iyisi olacağı için olmuyordur..

29 Ağustos 2010 Pazar

Airplanes


And get back to the music that started this shit
So here I stand and then again I say
I'm hopin' we can make some wishes outta airplanes

Can we pretend that airplanes
In the night sky
Are like shooting stars
I could really use a wish right now
wish right now,
wish right now..

24 Ağustos 2010 Salı


I don't need a parachute
Baby if I've got you
Baby if I've got you
I don't need a parachute
You're gonna catch me
You're gonna catch me if I fall
down,down,down

22 Ağustos 2010 Pazar

Hayatta neden zevk alırsan,
ya kanun dışıdır
ya ahlak dışıdır
ya da şişmanlatır..
Woody Allen
Hep güçlü olmamı överler
ama kimse bilmez ki
Güçlü olmak güçsüz olmaktan daha yorucu birşey..

15 Ağustos 2010 Pazar

Mutluluk!

Canımın içi, abimden sonra 'kardeş' namına gelen ilk insan..
11 yıldır dip dibe yaşadık. Hangi an ne yaşadığımı bırak hangi an ne hissettiğimi bile bilir..
O kadar önemli ki benim için abimi sevdiğim gibi sevebiliyorum onu..
Evet herkesin tek bitanesine sahip olduğu,çok nadir raslanan dosttan,kardeşten bahsediyorum..
Neyse ki benim hayatımda 2 tane var onlardan ve bi tanesi 2-3 hafta bizde kalıyor..
Benden mutlusu yok.. Hep düşünürdük aynı evde yaşasak ne olurdu diye-sanırım muhteşem bir şey olacak.
Annemde babamda ikinci kızları,üçüncü evlatları olarak bağrına basarlar bitaneciğimi,pek sever tüm sülalem onuda..

11 yıldır birlikteyiz,hatta o benim bu hayattaki ilk arkadaşım..
İlkokul 1. sınıfta ben daha arkadaş ne demek bilmeden 'Merhaba,yanına oturabilir miyim. Hem arkadaş oluruz' diye gelip yanıma sığıştığında almıştım mis kardeş kokusunu. 'Aaa' dedim 'Abimin kokusuna ne kadar çok benziyor bu koku'
Ama abiminkinden biraz farklıydı. O abi gibi erkek kardeş gibi değil de kız kardeş gibi kokuyordu..
Benim kız kardeşim yoktu,onun hiç kardeşi yoktu ve ilkokul 1den beri ben onu kız kardeş olarak benimsedim o tek kardeş olarak beni benimsedi ..
Muhteşem bir duygu bu
Farkettik ki 11 yıldır 1 haftadan fazla birlikte kalmamışız şartlar el vermemiş. Ama şimdi 2-3 hafta birlikteyiz muhteşem bir şey..

Ve asıl muhteşem habere geliyorum şimdi.. Önümüzdeki hafta abim geliyor. Tam 1 ay İzmirdeymiş. İşi buradaki hastanedeymiş.. Söylememe gerek yok sanırım havalara uçtum,çığlıklar attım,abimi resmen telefonda öptüm sardım sarmaladım.. Nasıl özledim abimi. Havalar sıcak filan dinlemeden tepesinden sırtından paçasından ayrılmıcam hiç..(evet doğru tahmin ettin aslında ben abime aşığım)

Hem abi hemde kız kardeş yanımda şu önümüzdeki haftalarda..

Aslında uzatmadan söylemek gerekirse
Bu aralar dünyanın en mutlu insanıyım vesselam

12 Ağustos 2010 Perşembe

Film

Kendimce film listem vardır benim her zaman..
Yeni filmler izledikçe eklenir,bir başkasının önüne geçer,diğeri daha altta kalır filan..
Ve şimdilik izlediğim en iyi 12 film burda..

1-Fight Club2-Inception

3-V For Vendetta

4-Green Street Hooligans

5-The Dark Knight

6-The Godfather

7-1408

8-Body Of Lies
9-Pearl Harbor
10-Notebook

11-Changeling

12-Alpha Dog

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Sıcaklar

Bugün saat 1:30'da öğle saatinde ağustos sıcağında klimalı odamdan hatta abartıp biricik serin evimden çıkıp çarşıya gitme hatasında bulundum..
Neymiş kediciğe mama alıcakmışım,edebiyat ve geometri test kitabı alıcakmışım..
Arkadaş deli miyim neyim ? Bunu akşam serinliğinde ne bileyim 7 de filan çıkıp yapsam ya..
Bir anlık salaklığıma geldi işte..
Zaten 51 kilo olan bünyemi sauna İzmir'de 45 kiloya düşürdüm terlemekten eminim..
Babamların 'Senin bu sene öss senen,aç susuz dayanamazsın test çözemezsin' diye beni vazgeçirdikleri oruç tutma eylemini yapmadığım için kutladım kendimi bugün..
Sokakta su alıp içemedim de 'Oruçlular vardır etrafta saygı duymak lazım' dedim,1 buçuk saat o sıcakta geberdim resmen..
Allah oruç tutanlara dayanma gücü versin vallahi,çok zor iş bu sıcakta..

Ama biz kadınlar hayretiz yani.. Bu sıcakta hiç hiç pes etmeden saatlerce alışveriş yapabiliyoruz. Arkadaşını,annesini,ablasını,kardeşini alan çıkmış çarşıya alışveriş yapıyor.. 'Deli misiniz yahu?' diye sordum kendi kendime ama sonra düşündüm bende çıkarım sanırım,alışveriş diyince akan sular durur tabii ki-hatta bu aralar çıkmam lazım -_-

Birde konudan konuya atlamak gibi oluyor sanırım ama.. Dün gece sıkıntıdan 'Evcilik Oyunu' denen deli programı izledim.. Eğlendim mi? Evet eğlendim açıkçası-kimseyi kandırmanın lüzmu yok şimdi.. Kendi adındaki yarışmacı çok tebrik ettiğim bi konuşma yaptı dün. Kendi Hanımlar buyurdular ki 'İnsan alışverişteyken sokaklarda 50 derecede dolaşırken ay şurayada bakayım diyip bir mağazaya giriyor. Mağazada derece 20.. Böyle oluncada insanın bünyesine şok etkisi oluyor.. Bunun tespit edilip mağazalarda bi orta derece ayarlanması lazım.. Bir anda 50 dereceden 20 dereceye girmek hoş olmuyor hiç'
Tebrik ettim kızı. İyi gözlemci. Burdan yetkililere duyurulur:Bencede bunun bir çaresine bakmak lazım..

Neyse diceğim o ki ; şayet İzmir'de yaşıyorsanız saat 5ten önce evden kesinlikle adımınızı atmayın vesselam..
Tecrübe konuşuyor yani..

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Dünyanın En Güzel Kadını

Hep hep hep merak etmişimdir..
Bazı insanlar neden çok daha fazla güzeldir, çekicidir, seksidir. Ya da güzellik göreceli bir kavramken neden bazıları bir çok insan tarafından çok fazla beğenilir..
Bu o beğenen insanların hepsinin güzellik anlayışı aynı diye mi yoksa o beğenilen insan gerçekten tartışma götürmeksizin güzel diye mi olur-bunu çok daha fazla merak etmişimdir..

Ama evet bazı kadınlar veya erkekler ayrı ülkelerde yaşayan, farklı kültürlerde, farklı kaş göz saç rengine sahip bir çok toplum tarafından güzel veya yakışıklı kabul edilir..

Dünyanın en güzel erkeğini kararlaştıramadım hiç. Hani herkes tarafından 'Yuh be' denilen erkek kimdir karar veremedim. Çünkü beğendiğim erkeklerin arasında karar vermem her zaman zoruma gitmiştir-ben hepsini beğeniyorum diyip çıkmışımdır işin içinden..

Dünyanın en güzel kadını hakkındaki karar deneyimimde bundan ileriye gidememişti. Scarlett Johansson, Angelina Jolie, Adriana Lima, Natalie Portman, Jessica Biel, Jessica Alba, Jennifer Lopez ve daha bir çoğu bir çok kişi tarafından 'Bak bu dünyanın en güzel kadını işte' diye ismi verilesi kadınlar..

Ama şunu kabul edelim ki
Dünyanın en güzel kadını Megan Fox'tur !
Bu tespitin doğruluğunu bugün Rihanna ve Eminem'in muhteşem parçası Love The Way You Lie'ın videosu binlerce kez beynime beynime vurdu..

Bir çok erkeğin rüyalarını cennete çeviren Adriana Lima'yı bile sollar geçer bu kadın arkadaş..
Yanlış mıyım ?
Bu kadında 'Güzellik görecelidir bence falanca daha seksi/daha güzel/daha tatlı' denip harcanır mı bilemiyorum..
Ama bence harcanamaz..
Çünkü
Dünyanın en güzel kadını Megan Fox'tur !

Not Afraid



I'm not afraid to take a stand
Everybody come take my hand
We'll walk this road together, through the storm
Whatever weather, cold or warm
Just let you know that, you're not alone
Hola if you feel that you've been down the same road




Keşke herkes senin gibi müzik yapsa..

31 Temmuz 2010 Cumartesi

Breathe Me



Hurt myself again today
and
The worst part is there's no one else to blame..

29 Temmuz 2010 Perşembe

Lanet Gitmesin


Evet.
Bu sıcakta
Dünyanın en güzel hali ; bir tepsi kadayıf ve yanında 1 kilo dondurma yemek
Dünyanın en gerzek hali ; ders çalışmak.
Dünyanın en gerzek halini dünyanın en güzel haline dönüştürme hali ; ders çalışırken bir tepsi kadayıf ve yanında 1 kilo dondurma yemek..

27 Temmuz 2010 Salı

Kadın


Bir kadına ne verirseniz verin onu dahada büyük hale getirir
Ona sperm verirsiniz,size bir çocuk verir.
Ona bir ev verirsiniz,size bir yuva verir.
Ona sebze verirsiniz,size yemek verir.
Ona bir gülücük verirsiniz,size kalbini verir.
Ona bir şarkı söyleyin,size konser verir.
Kendisine verileni çarpıp çoğaltarak geri verir...
Bu yüzden ona çamur atarsanız,karşılığında bir bataklıkta boğulmaya hazır olun!

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Tatil ve Sürtükler

Huzur ve bol esinti dolu bir tatilden sonra İzmir sıcaklarıyla kucakladı beni,öptü,okşadı hoşgeldin dedi,terlemek sıcaktan bunalmak hediyeleriyle gelişimi kutladı..

Merkeze pek uzak,deli yokuşları tırmanıp ulaşılan bir ev tutmuş benim babacığım. İlk gece 'merkeze yürümek' salaklığını yaptım ve onun ardındaki 9 gün boyunca kıymetli popomu arabanın ön koltuğundan indirmedim,babam sağolsun günün her saatinde istediğim her yere götürdü,her yerden aldı.

Topuklularımı,şortlarımı,elbiselerimi giyip şıkır şıkır dolaştım-ne zamandır yapamıyordum-, ultra düz saçlarımı maşaladım kıvır kıvır dolaştım-arkadaş ne garip ve eğlenceli bir hismiş dalgalı saça sahip olmak-,pek sıkıldım saçlarımdan ben bu yaz-bir ara o uzun güzelim saçlarımı omzunda kestiresim bile geldi yani ama teyzem hemen vazgeçirdi allahtan- saatlerce yüzdüm,saatlerce yürüdüm,hızdan çok korktuğum için hiç bir zaman binemediğim jet skiye,motora bindim(evet kendimi aştım),çok nadir yaptığım 'içmek' eylemini her gece yaptım,bol bol güldüm,eğlendim,arkadaşlarımı öptüm kokladım,annemlerle teyzemlerle okey oynadım hep onları makarna ve temizlik yapmak,kahvaltı hazırlamak,bulaşıkları yıkamak zorunda bıraktım evet en en en önemlisi 'Bir çok sürtükle uğraştım'..

Arkadaş siz ne lanet,ne sülük yaratıklarsınız yahu.Ben anlamıyorum nasıl bu kadar basit,hoppa,lanet olabilir bi insan.Yani bunun sınırı,hududu,seviyesi nedir ? Siz nasıl bu sınırı bu kadar aşabildinizde bu derece kaltak bu derece sürtük olabildiniz ben anlamıyorum ki.. Erkeklerin ağaçların arasında deniz kıyılarında,cafe tuvaletlerinde karanlık ve kimsenin olmadığı her hangi bir yerde nasıl bu kadar cesurca -ah pardon sürtükçe- önünde eğilebiliyorsunuz ? Bide sonra benim karşı masama geçip 'Ulen bak herkes benim yanımda,herkes benimle geziyor,ben popülerim,saçım seninkinden daha düz daha güzel,boyum kısa olabilir ama benim suratım daha güzel,senin şu an yanında olanlarda eskiden benim yanımdaydı zaten naaaaağber' havalarında suratıma pis pis sırıtmıyor musunuz.. Allah ki ne allah, sanırım insan böyle katil oluyor.
Sen kendini tatmin ede dur e mi.. Birgün anlıcaksın benim artılarımın değerini.. Senin artılarının güzel yüzden ileriye gidemediğini ve bunun elbet bir gün sana sevgili,dost,arkadaş bulabilmeye yetmeyeceğini bir gün anlıcaksın-eğer cidden gerizekalının teki değilsen tabii- Benim yanımda olan,kendi yanında sandığın o insanların sana zorla güldüğünü,masanda 10 dakikadan fazla tahammül edemediğini,yanındaki o gerizekalı yellozların seni sadece yazın poh pohladığını buralardan s.ktirip gittiğinde hiç birinin umrunda olmadığını,'herkes benim yanımda' derken aslında 10 gün her gece sadece 3 insanla takıldığını,benim yanımdakilerin-aslında senin yanında olduğunu sandığın insanların- aslında seninle hiç karşılaşmak istemedikleri halde bana ayıp olmasın diye yanına gelmediklerini düşünmenin nasıl bir gerzeklik olduğunu,bana görünürde adam akıllı hiç sataşmadığını ve insanlara bunu gösterip 'ah ne kadar sabırlıyım hiç birşey yapmadım ona bakın' düşüncesini empoze etmeye çalışmanın, bunların hepsinin büyüklük olduğunu düşünmenin nasıl bir mallık olduğunu
elbet bir gün A-N-L-A-Y-A-C-A-K-S-I-N
Ve o gün sen hüngür hüngür ağlarken,herkesi kaybettiğini görüp başını taşlara vururken ben karşına geçip g.tümle gülücem sana ve yanındaki zavallı kaltaklara..
Çok yazık çoooook. Bu kadar onursuz,gurursuz,namussuz olup dünyanın en zavallı kızı,ihanete uğramış,haksızlığa uğramış kızı rollerini oynaman cidden çok daha fazla süründürüyor seni bok çukurlarında. Yapma tatlım etme,insanlara rezil etme daha fazla kendini.. Çok yazık..

Evet uğraştım belki sürtüklerle ama hayatımın en güzel tatiliydi diyebilirim..
Herkes kim nasılmış gördü ve çok ihtiyacım olan o muhteşem tatili sevdiklerimle ve ailemle geçirebildim.. Emeği geçen teyzeme anneme ve babama şükranlarımı borç bilirim :)

Son olarak diyorum ki..

Olsun varsın biz yinede memnunuz
Bu dünyada olmazsa ahirette huzur buluruz :)

Başlık

Bezmiş,bıkmış,tatile aç bir insana tatilin katacağı pek çok şey vardır..
Mesela huzur,bronz bir ten,hepsi ayrı ayrı muhteşem geçen gece gezmeleri,içmeleri,eğlenmeleri,denizde yüzmek filan..

Tamam hepsini elde ettim,hepsini nefes çekermiş gibi içime çektim sindirdim pek çok mutluyum..

Ama bu tatilin bana kattığı en en anlamlı şey bir hayat felsefesidir,oda şudur..
Sürtüklerle uğraşmak çok zordur..

16 Temmuz 2010 Cuma

Muhteşem Doğumgünü,Muhteşem Tatil

Muhteşem bir doğum günüydü..
En sevdiklerim,hediyeleri,o güzel yüzlerinde kocaman gülümsemeleri,kafası çakır keyif olanların hafif saçmalamaları-ki benimde öyle sanırım- balonlarım,pastam hepsi harikaydı evet..
Dans etmeyi özlemişim,ayağımda boyum kadar yüksek topuklu tık tık tık yürüdüm sevdiklerimin yanında.Doğum günümün heyecanı,arkadaşlarımın yanımda olmasının mutluluğu ve gururuyla zaten hafif çakır keyif başladım geceye..
Çok güzeldi-bir tek Abim yoktu yanımda ama söz verdi bu ilk ve son..
Şimdi bu kadar ballandıra ballandıra doğum gününü anlatan kızın 1'de eve gelmesi ne kadar saçma değil mi ? Git daha fazla gez,eğlen,arkadaşının evini ayarla bitaneciklerinle geceye devam et.. Evet bu muhteşem planı yarı yolda bırakmamın sebebi yarınımın bu gecem kadar mükemmel olacağıdır..
Çünkü yarın sabahın 8'inde uyanıp tatile çıkıyoruuuum :) Budur bu kadar erken yatağıma dönmemin nedeni

Evet defalarca evet bu kız tatile çıkar arkadaaaaaaaş :)



Geçireceğim o iğrenç öss senesinin enerjisini bedenime tonla yüklemeye gidiyorum,'Bu yaz esmerleşicem yeminle' dedim yeminimi tutmaya gidiyorum,arkadaşlarımın boynuna atlamaya 1 buçuk aylık özlemimi gidermeye gidiyorum(ki bu akşam doğum günüm nedeniyle en önemlilerini öptüm kokladım mis mis-şimdi sıra diğerlerinde)
Allahım sonunda gördüm ya bu günleri,beni çocukluğumdan beri en çok rahatlatan şeydir deniz.En derinlerine dalıp nefessizlikten ciğerlerimin her an patlayacakmış gibi kasılmasını bile o kadar özledim ki.. Genzime tuzlu suyun kaçmasını beni öksürtmesini,denizde gözümü açtığım için gözümün yanmasını,çıktıktan sonra o tuzlu suyun batarcasına rahatsız etmesini ama 'kararacağaaam' diye inat edip o batma hissine katlanmayı,kulaklığımı takıp Travis,Adele,Train,Placebo veya başka müthiş seslerin kulağımı huzurla doldurmasını özledim ve iliklerime kadar yaşayacağım bunları..
Abimin deyimiyle 'kaşık kadar suratımı' tamamen kapatan koca gözlüklerimi takıp gelen geçen hakkında dedikodu yapıcam teyzemle,annem çığırtıcak bana 'Yeteer sıpa geç gölgeye artık' diye,babam akşam kapıdan çıkarken 'Geç kalma sakın' diye tembih edicek.Bulaşık yıkamacasına,makarna veya temizlik yapmacasına okeyler oynanacak ve evet ben artık huzura kavuşacağım..
10 güncük sürecek ama olsun hiç önemli değil yeterde artar bana..
Tabi beni sevmeyen bi kaç sürtükle uğraşacağım ama olsun her gülün dikeni vardır dude..
10 gün yokum dostlar,gerçi profilimde 5 kişi var kim önemseyecekse,olsuuuuun ben yazayım.
10 gün sonra görüşürüz!
Çok öpüldünüz,bye

14 Temmuz 2010 Çarşamba

İyiki doğdum (:


İyiki doğdum :)
Muhteşem geçen bir yılın ardından,yeni yeni günlere yeni yeni yıllara adım atarken her sene ki gibi yürümek değil koşmayı tercih ediyorum ben :)
20li yaşlara yetişmenin telaşı değil tabi ki de bu,her zaman ki ben işte koştur koştur geçir yine bir seneyi daha..
Mis gibi bir yıl olsun istiyorum,herşey gönlümce olsun,iyiki doğayım,sevdiklerimle kutlayabilceğim nice senelere o koşar adımlarımı atayım istiyorum..
Biriciklerim benimle olsun istiyorum..

Yaz adlı blogumda 'Neyse ki tam 5 gün sonra doğum günüm-yaşasın kimse yok ki..' yazmışım.Biraz imalı biraz hüzünlü bir şekilde beni burada bırakıp tatile sürtmeye giden bütün bitanelerime laf etmişim,ayıp etmişim.
Şu dünyada en en en çok sevdiğim 7 biriciğim süpriz yapmış bana an itibariyle hepsi İzmir'e koşa koşa gelmiş,doğum günü organizasyonu hediyeler kutlamaları ayarlamışlar akşam 8'de bekliyorlarmış beni.. Evet bunca doğum günüm boyunca aldığım en güzel haberdi bu ve idda ediyorum ki en güzel doğum günümde bu olacak..

Herneyse pek bi mutluyum,keyfime diyecek yok.Annem 00:01 de gelip şapur şupur öptü suratımın her yerini 'İyiki doğurmuşum seni güzel bebeğim' diyerek kocaman anne bağrına basıp her doğum günümde olduğu gibi gözyaşları akıttı damla damla.Babam geldi annem kadar hararetli olmasada her doğum günümde yaptığı gibi bi alnımdan bide burnumdan öpüp 'Doğum günün kutlu olsun yeşil gözlüm' diyip oda baba kucağıyla sarıp sarmaladı beni..

Evet mutluyum ama,hayatımda en çok sevdiğim en çok değer verdiğim erkek yok bu sene yanımda.. Benim tek kahramanım,çocukken düşüp oramı buramı kanattığımda hüngür hüngür koşarak boynunu atladığım,birileriyle kavga ettiğimde,üzüldüğümde,mutlu olduğumda nefes nefese gidip olayların hepsini tek solukta anlattığım,baba kokusundan sonra tanıdığım ilk kokunun sahibi ABİM.. Canımdan öte,kalbimden nefesimden öte benim biricik kahramanım herşeyim ABİM bu yıl yoksun yanımda.. İçimde koca bi boşluk,burukluk.. Ama annemin öpücüklerinden sonra ettiği telefonda o kahraman sesini duyduğum anda doldu tekrardan o boşluk.. Biliyorum hayatımın anlamı biricik kahramanım bütün gün bugün benim kız kardeşimin doğum günü diyip anlatacaksın İstanbul'da tanıdığın herkese.. Senin soluğun kalbin abi kokun abi güvenin yanımda olacak benim doğduğum ilk andan beri olduğu gibi..

Aman bu kadar hüzün yeter-Abim kokusuyla yanımda zaten..
Doğdum ayol ben bugün,benden mutlusu yok :)
İyiki doğdum gerçekten,böyle muhteşem bi aileye,aşka ve dostlara sahip olabildiğim için iyiki doğmuşum..
Hadi nice senelere o zaman bana :)

'Düşünme'yi öğrenmek

Aklımın çokça karıştığı zamanlar olur.
Hemde sık sık.
Neyi ne zaman nasıl yapacağımı bilemem,bilmek için düşündükçe aklım daha çok karışır
İşte tamda böyle zamanlarda ben,
en yapmamam gereken şeyi yaparım ve
o an ağzıma ne gelirse söyleyiveririm
Laf nereden geliyor-kıçımdan mı ağzımdan mı-
Laf nereye gidiyor-karşımdakinin hoşuna mı,tersine mi-
Laf nasıl gidiyor-ağır mı yoksa ah ne güzel açık sözlü bir kızsın denilesi mi-
Hiç düşünmeden ağzıma geleni söylerim..

İşte yine böyle zamanlarda bi tane Tyler Durden'ım olsun istemişimdir.
Sonu belkide beni kaosa götürecek,belki o an kafamda dinginlik yaratacak.. onuda hiç düşünmeden isterim Tyler Durden'ımı.. Benim yerime düşünsün,benim yerime karar alsın. Sonrada hesap sorduğumda Aslında ben senim desin.. Canım sıkıldığında ağzıma bi tabanca dayayıp kurşunu sıkıyım,kendimi dolaylı yoldan onu öldüreyim sonra aslında ölmemiş olayım ve koca bi binadan etrafı izleyeyim..
Kesinlikle bi tane Tyler Durden istiyorum

Çünkü artık fazlasıyla sıkıldığım zamanlarda kitap okuyarak veya uyuyarak saklanmaktan,kaçmaktan bıktım
Kendimle ilgili olan onca olayda doğru yolu bulamamamın,insanların kalbini kırışlarımın tek sebebi düşünmeyi bilmememden kaynaklanıyorken,bazı olaylarda sanki ölmüşümde tekrar tamamen farklı bi kişilikte yaratılmışım gibi kendimden çok karşımdakini düşünmektende bıktım.. Ve 'bu karşımdakini düşünme' olayının sonucunda hep kendi canımımın sıkılmasından,kendi kalbimin kırılmasından çok daha fazla bıktım..
Ya çok bencil oluyorum yada çok enayi.
Artık öğrenmem gerekiyor
birinin bana doğru düşünmeyi öğretmesi gerekiyor..

13 Temmuz 2010 Salı

İZMİR

Bugün ilk defa İZMİR'den kurtulmak istedim.Evet ben ki şehrine deli gibi aşık olan kız, ben ki İZMİR'i daha iyi seyredebilmek için güzide merkez KARŞIYAKAMdan dağın tepesine taşınıp her gece manzaraya karşı bira içen anne-babanın kızı,ben ki İstanbul'da yaşadığı için her gün İZMİR hasretiyle uyanan abinin kız kardeşi evet bugün buradan kurtulmak istedim.Pek fazla şaşırdım kendime.
Ama hak ver bana İZMİR temmuz sıcağın çok fena oluyor be.Resmen bunaltıyosun insanı.Sonra trafik denen lanet oluşumun hiç olmadığı anayollarında her gün yarım saat okula git gel yapmanın verdiği rahatsızlıkla koca bir sene geçirdim-bu bana yapılır mı arkadaş?
trafik yok ot yok bok yok te anasının nikahında tabi okul pardon İZMİR senin suçun yok-bu bana yapılır mı arkadaş?
Sonra bu yıl öss modundan modlar beğenecek olduğumdan ötürü tatil istiyorum.. Bence hakkım dude.
O yüzden bence kızmamalısın bana İZMİR.. Evet malesef senden kurtulmak istiyorum :mahçupsmile

Bak Çubukçu abimiz bile demiş bir İZMİRli olarak
Yaz geldi her gece kulüpte hadi
az geldi vur şişenin dibine

ve hepsini geç 2 gün sonra doğum günüm oğğğlum!-ne alaka be?


Bir gün seninle gezeceğim!İnat yaptım ulen!!Evet İZMİR'den kurtulmak istememin bi sebebide hali hazırda gözünüzün önünde işte.Kıskanıyorum arkadaş,kıskanıyorum!
Her hafta bana nispet yapar gibi yardırıp geçiyosun İZMİR Körfezi'ni,her seferinde kem gözlerimle bakıyorum sana allah verede batma,yanma-valla nazarım çok pistir bunuda böyle bilesin..

Foça'ya,İstanbul'a Çeşme'ye gittiğimde eşek gibi özlicem seni İZMİR biliyorum,ama bırakta biraz özleyim,bıktım 1 senedir.Evet başıma ilk defa geliyo bu ama ciddi anlamda
İZMİR'den KURTULMAK İSTİYORUM

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Worldcup




An itibariyle

the Worldcup goes to SPAIN!

-ah evet futbolla birazcıkta olsa ilgilenen bi kızım.noldu garibine mi gitti ?!-

Ne vardı Türkiye olarak bizde orada olsaydık.Olamadık.'Ay canınız sağolsun' diyemeyeceğim a dostlar.

Roben'e hem oyuncu hemde kaleci tarafından yapılan faulmüydü,adam g.tünü yırtarcasına yaptığı itirazlarda haklımıydı hala düşünmekteyim.Sanıyorum ki haklıydı.114. dakikadaki korner verilmedi.

Aslında acınası bir durum 116 dakika boyunca 'g.tünden ter akma' deyimi bizzat üzerinde gerçekleşsin,ciğerlerin patlayıncaya kadar it gibi koş,onu bunu ele,ta finale gel hatta 116 dakika boyunca dayan sonra uzatmalarla birlikte 6 dakika kala Iniesta gol atıp kral olsun sen elen beş karış suratla yine g.tünü avuçlayıp ülkene dön.

Of aman Tanrım benim başıma gelse hüngür hüngür ağlarım-ki ağlamamaları erkeklerin artılarından sanıyorum-
Casillas benim kız olarak yapacağım 'hüngür hüngür ağlamak' eylemini ciddi anlamda milyonların karşısında hiç çekinmeden uygulamıştır.Casillas'a cesaretli mi gay mi desem hiç bilemiyorum şu anda.

Aman o değil de vuvuzellalar artık sustu-yaşasın.Gerçi çoktan Türkiye'ye gelmiş olan o güzide enstrumanın yakında burdada boku çıkar..

Ayrıca saygıdeğer ahtopot aferin sana canım yine doğru bildin,aslında Worldcup senin hakkın.

Neyse susmak gerek artık.Ben istersem beş milyon satır yazayım sonuçta

the Worldcup goes to SPAIN!

11 Temmuz 2010 Pazar

Notebook..


allie: look at us.
noah: what are we doing?
allie: do you think in another life, i couid have been a bird?
noah: what do you mean?
allie: like reincarnation.
noah: i don't know.
allie: i think i could. say i'm a bird.
noah: no. don't do it.
allie: say i'm a bird.
noah: stop it. stop it now. you're not.
allie: say it!
noah: you're a bird.
allie: yeah. now say you're a bird too.
noah: if you're a bird, i'm a bird.
*******


noah: would you just stay with me?

allie: stay with you? what for? look at us, we're already fightin'

noah: well that's what we do, we fight... you tell me when i am being an arrogant son of a bitch and i tell you when you are a pain in the ass. which you are, 99% of the time. i'm not afraid to hurt your feelings. you have like a 2 second rebound rate, then you're back doing the next pain-in-the-ass thing.

allie: so what?

noah: so it's not gonna be easy. it's gonna be really hard. we're gonna have to work at this every day, but i want to do that because i want you. i want all of you, for ever, you and me, every day. will you do something for me, please? just picture your life for me? 30 years from now, 40 years from now? what's it look like? if it's with him, go. go! i lost you once, i think i can do it again. if i thought that's what you really wanted. but don't you take the easy way out.

allie: what easy way? there is no easy way, no matter what i do, somebody gets hurt.

noah: would you stop thinking about what everyone wants? stop thinking about what i want, what he wants, what your parents want. what do you want? what do you want?

allie: it's not that simple.

noah: what... do... you... want?

allie: i have to go now.
*****

allie: why didn't you write me? why? it wasn't over for me, i waited for you for seven years. but now it's too late.
noah: i wrote you 365 letters. i wrote you everyday for a year.
allie: you wrote me?
noah: yes... it wasn't over, it still isn't over
*****



that's my sweetheart in there. wherever she is, that's where my home is.

Yaz

Bildiğimiz mevsim olan hani o içimizi açan şen şakrak yazdan behsediyorum.Bazen pek bi katlanılmaz hale geliyorsun sevgili mevsimcik.
Evde oturup bütün gün bilmem kaç ay sonra gireceğim lanet sınavlara çalışarak,arada havuza inerek geçen bütün günler istersem Bahamalarda olayım canımı sıkar benim arkadaş!
Hele ki canımdan çok sevdiğim biricik dostlarımın hepsi sürtük gibi dolaşırken ben burda yalnızsam daha çok canımı sıkar arkadaş!
Hele ki sevgilimde kendi yazlığında fink atıyorsa o zaman işte canımı sorma benim arkadaaaaaş!
Öf çok sıkıldım.
Vallahi billahi çok sıkıldım
Yaa çok sıkıldım!
Neyse ki tam 5 gün sonra doğum günüm-yaşasın kimse yok ki..
Neyse ki Travis'im var. 'Just need to get closer closer' diye bağırabiliyorum evin her köşesinde,yahut kendimi dingin tutabiliyorum mesela Side dinleyerek. Yani sonuç neymiş?'1 İYİKİ VARSIN TRAVİS
ve son Neyse ki'm sevdiceğimin yanına gidiyorum koca 2 haftalığına. Yani sonuç neymiş?'2 İYİKİ VARSIN SEVDİCEĞİM
Sanırım yiyorum kafayı.Biri bana Remeron getirsin öperim alnından yanağından hiç utanmam.
Beynim kilolarca ağırlığında.
Allahtan şu son 2 gündür İzmir birazıcıktan serin-ama temmuz sıcağı daha yeni başlıyor du bakalıım
Çok çok çok fazla sıkıldım dostum.
Yani sonuç neymiş'3 İYİKİ 2 AY SONRA DEFOLUP GİDİCEKSİN YAZ

9 Temmuz 2010 Cuma

Timberlake'ımsı dertler.


Evet.
seviyorum Timberlake.
Ama o 'Oha ay castın aman tanrıaaım.' gibi malımtırak sevgi pıtırcığımsı cinsinden değil.Adam gibi aşığım vallahi ahaha.
Göbek kası ve sırt fetişistliğimi ayaklandıran gövde kısmını alabilirim.Baş ucuma koyar,bakar bakar uyurum vallahide başka hiç bir şey yapmam.Dedim ya 'Oha ay castın aman tanrıaaım.' cinsinden değilim.
'Ay keşke benim olsa' demedim.Olma hiç istemem yeminle.Başıma dert açarsın.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir dude.

Neden ?

Şu pek sıcak İzmir gününde can sıkıntısından dolayı buralara ayak basmış bulunmaktayım.Amacım nedenim çıkarım ne bende hiç mi hiç bilmiyorum.Pek sıcak İzmir günü dedim ama yakındığım anlaşılmasın sakın-ben her haliyle aşığım bu şehre.
Yaz geldi ee sende git foçaya çeşmeye değil mi ama ? -Ah evet gidicem azcık kaldı,nefes almaya,yüzmeye,asla ve asla bronzlaşmayan peynir tenimi yakmaya gidicem.Evet yine peynir tenim dedim yanlış anlaşılmasın-birazcık kızarmışlığım var havuzda.
Hiii aman allahım hiç birşey yazamıyorum.Büyük ihtimalle yakında giderim ben burdan içim pek ısınmadı buraya.
Hadi ben gidiyorum-Neden ?