4 Haziran 2011 Cumartesi

o eski yazı yazabilme yeteneğim kalmadı artık benim.
eskiden ne güzel içimi daraltan,sıkan ne varsa yazarak dökebiliyordum
şimdi yok,çünkü diğer herşeyim gibi hatta ben gibi oda değişti.
tek yaptığım şikayet etmek,küfretmek,surat asmak.
ben ne zaman böyle oldum ?
ne olduda ben böyle olabildim..
öldürdüm resmen içimdeki neşeyi,anlayamıyorum.
kendime anlam veremiyorum..
bu işin sonu iyi olur umarım.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Bir bayan olarak resmen gaza geldim resmeeeen :)

Who run the world? Girls!
My persuasion can build a nation

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Bunca zaman sonra,buraya ne yazılır bilmiyorum.
Tek bildiğim günlerce ölmüş gibi kitap okuyup,film izleyip bağıra bağıra ağlamak istiyorum.
O kadar yoruldum ve sıkıldım ki..
Hiç birşey mi beni güldürmeyi beceremez ?
Kıvranan annem,şebek babam,benden dahada kötü durumda olan arkadaşlarım,canımın içi abim,aptal kedim,saftirik eski sevgilim-şu an arkadaşım(tabi yersen)- şekerler,çikolatalar,Karşıyaka maçları,alışverişler.. Hiç hiç birşey güldüremiyor beni..
Meğer ne fena şeymiş gülememek
Ama kendime geleceğimden eminim,
yapacağım,planladığım herşeyin arkasına taktığım cümle işte burdada sizlerle
şu sınav bi geçsinde...

1 Şubat 2011 Salı

Anne ben sapık oldum

Yuh diyorum sayın seyirciler. En son 11 Ocakta gelmişim. Maşallah. Elini eteğini çekmek bu olsa gerek.
Naptım peki ? Sorun bi bana. Tabi kiiiiiii gezdim eğlendim içtim coştum duruldum. Ay yok artık tabi ki ders çalıştım. Kaldı şunun şurasında 1 buçuk ay -aman allahım ne o kadar az mı?-
Neyse hatırlamamaya çalışıp beni buraya atan konuya geliyorum..
Güzel kokular..
Böyle yazdığıma bakmayın bu güzel kokular dediğim aslında en özel koku insanın ten kokusu..
Siz de yanınızdan hızla geçen birinin,sarıldığınız,öptüğünüz birinin boynundan gelen o ten kokusunu kokluyor musunuz ? Yoksa bende mi var bi sapıklık.
Evet hayatım boyunca insanların ten kokusu en en dikkat ettiğim şey olmuştur. İster istemez burnumdan çekiyorum içeriye o kokuyu. Ve çok hassaslaştı artık burnum. Eğer bize biri gelip uzun zaman salonda oturup gitmişse ve bu ten kokusunu bildiğim biriyse direk biliyorum 'Anne A kişi gelmiş' diye.. Okuldaki polarları koyuyorlar önüme koklayarak hangisi kimin bulabiliyorum. Delilik oldu bende bu artık.
Mesela parfüm sevmem ve asla kullanmam. Her zaman çok güzel koktuğumu söylemişlerdir ona güvenerek hiç kullanmam. Çünkü karşıyımdır ten kokusunu bastırdığı için. Önemli ve has olan ten kokusudur teen. Ve insan ne kadar pahalı ne kadar güzel parfüm kullanırsa kullansın eğer teni kötü kokuyorsa onu ka-pa-ta-maz! Hayır yapamazsın arkadaşım kötü kokuyorsan hayatın boyunca kokarsın..
Evet kısacası insanları koklamak bende sapıklık oldu.
Pişman mıyım?
Değilim. Bi daha olsa bi daha yaparım..
Sonra son birşey şu insanın tam koltukaltının yanındaki bıngıl varya genelde aşı vurulan yerin arka tarafı böyle etli etli. Hah işte orayada bayılırım. Isırırım çekinmem.
Merhaba ben sapık. Hoşçakalın.

11 Ocak 2011 Salı

Bu bir rüya olmalı !

Rüya bu.. Gerçekten rüya !
Bırak sana sarılmayı tekrardan birbirimizin yürüdüğü yolda yürürmüyüz şüpheliydim..
Şimdi ise sana sarıldım ! EVEET SANA SARILDIM! Tam 1 buçuk yılın acısını öyle bir çıkardım ki,sen saçlarımı okşarken ağladım göğsüne gömülüp,yanağını yoğurdum,saatlerce saatlerce hiç birşey yapmadan seni dinledim,sana anlattım.. Aynı geçmişteki gibi.
Bitti sonunda kabusum. O muhteşem YC günleri geri geldi.
Bağırdım kızdım küfür ettim sana bunca şeyi bana yaptığın için,ama dayanamadım yine bağrıma bastım seni.. Diğer herşeyi unuttum en yakın arkadaşım bitanecik dostum olduğun günlerdeki gibi yine sarıldım sana..
Allah'ım şükürler olsun sana binlerce kez..
Bay Y geri döndü(:

2 Ocak 2011 Pazar

Kıyafette renk uydurmak şarttır!

Yapma ya şunu !
Siyah,poponun kıvrımlarını ortaya çıkarcak kadar dar,dizin 1 buçuk karış yukarsında elbise giyiyorsun.. Hafiften göğüs dekolten var. Siyah göz makyajın ve ojelerinde var.. Kırmızı rujun..
Bir de fiziğin güzel..
Evet tamamsın,muhteşemsin bir yılbaşı gecesi için..
Buraya kadar mükemmelsinde..
Bunların altına niye koyu kahve topuklu ayakkabı giyiyorsun sen yaaaaaaaaaaa?
Ayakkabını giyerken dakikalık beyin kaybı mı yaşadın?
Yapma ya şunu,yapma..
Koyu kahverengiyle siyah giyme!

31 Aralık 2010 Cuma

Happy New Year..

Son 2 buçuk yılım özlemekle geçiyor..
Çoğu insanı özlüyorum,yanımda olanları bile..
Onların eski hallerini,gülen yüzlerini,bana söyledikleri sevgi sözcüklerini..
Çok değişti insanlar,yada ben değiştim!
Evet bir de artık yanımda olmayanları özlüyorum..

Bay Y mesela..
Sırdaşım olmasını,ilk aradığım insan olmasını,dost kelimesini en çok yakıştırdığım insan olmasını,burnumu evirip çevirmesini,saçlarımla oynamasını,'Hayır be gerizekalı bu çok çirkin bunu sakın alma' diyip aldığım kıyafetleri fırlatıp atmasını,alışveriş seven erkek bulduğum için sevinişimi,bana aldığı hediyeleri.. Ta ki bana....... Evet susuyorum. Çünkü o kısmı sildim attım hayatımdan.. Giderek azaldı onu yanımda aramalarım bulamayıp ağlamalarım çırpınışlarım..
Umarım 2011 Bay Y'yi tamamen bitirirsin hayatımda..

Sonra Minnoşumu mesela..
Bu sensiz geçirdiğim 3. yılbaşı olacak.. O geri sayımı yaptıktan sonra duruluyorum 3 seferdir.. 'Neden böylesin?' diyorlar cevaplamıyorum. Yaklaşık 5 dakika boyunca gözyaşlarımı akıtıyorum gizli gizli.. Elimden birşey gelemiyor ya o an ona kızıyorum.. Toprağı kazıp çıkarmak istiyorum seni,öpmek istiyorum o mis pembiş yanaklarını,rüyalarımda değil gerçekten görmek istiyorum artık seni.. Allah'ın seni yanına aldığı o günden beri cız ediyor bir yerlerim.. Unutuldun sanıyorlar ama her dakika kalbimdesin sen benim güzel bebeğim.. Her saniye aklımdasın.. Tekrardan ve defalarca mekanın cennet olsun minnoşum.. Seni hiç unutmadım ve unutmayacağım güzel kuşum..
Umarım 2011 Minnoşumu daha çok görürüm rüyalarımda bu sene..

Abimi özlüyorum sonra.. 1 ay bile bana o kadar ölümcül geliyor ki.. Her saniye yanımda olsun istiyorum günde 2 defa arıyorum yetmiyor.. Bu seneyi atlatıp gitmek istiyorum İstanbul'a abimin yanına..
Dedemi özlüyorum.. İEU üçlümü özlüyorum..
Herkesi özlüyorum..

İşte böyle geçti 2010..
Umarım 2011 çok daha güzel ve kavuşmalı bir sene olur..
Herkese iyi,mutlu,sağlıklı nice yıllar.. Umarım herşey gönlünüzce olur. Özlemleriniz kederleriniz ümitsizlikleriniz yıkılmışlıklarınız yerini sevinçlere mutluluklara bırakır.. İyi yıllar :)

24 Aralık 2010 Cuma



Böyle güzel bir şarkı?
Evet sayılı..
Muh-te-şem..

but tonight im lov-fuck-ing you

8 Aralık 2010 Çarşamba

Benim en en çok sevdiğim şey şarkı söylemektir.. Özellikle bağıra çağıra evde ve sınıfta söylemek gibisi yok!
Ama ama ama şu zamana kadar söylerken en zevk aldığım ve eğlendiğim şarkı sözü
'Ben ben mesela uçarım mesela,yerlere göklere sığamıyorum'dur
Arkadaşım insan söylerken gaza mı geliyor eğleniyor mu mutlu mu oluyor tam kestiremiyorum ama inanılmaz eğlenceli. Şarkıyı açıp tam o kısmını söyleyin sizde çok eğleniceksiniz :)



neyse bu şarkıyıda bol bol dinlemekte yarar var


4 Aralık 2010 Cumartesi

Hayatta en çok değer verdiğiniz insanlardan birinin
Yalanını yakaladığınız anda
O midenizdeki kasılma,içinize boğazınızdan litrelerce kaynar su boşaltılıyomuş hissi,kalbinizdeki sıkışma ve bunların hepsinin 3 saniyede gerçekleşmesi..
Sanırım hayatın en kötü 3 saniyesi oluyor..

3 Aralık 2010 Cuma

Arsenikte Yaşayan Canlı

Nasa'nın yaptığı açıklamalara göre
Bunca zaman bana gülen herkesi bi derece göt etmiş bulunmaktaydım..
Arsenikte yaşayan bir bakteri,dünya üzerinde arsenikte yaşamayı bırakın arseniğe dayanabilen canlıların var olmadığını düşünerek virgülden öncesini tekrar okuyun..
Evet siz benim düşündüğümü düşünüyorsunuz!
Kesin olarak 'Dünya dışında yaşam var' diyemesekte çok çok çok büyük bi buluş bu..
Yani zaten bizim aradığımız zeki yaşam formu değil,eli kolu olan yürüyen konuşan canlılar aramıyoruz biz,(biz dediğim kim bilmiyorum :D ) dünya üzerinde bu kapsamda yaşayabilen canlılar olmadığına göre ve şimdi bulunduğuna göre,nerden gelecek arkadaşım bu bakteri ?
Temel bileşenleri içinde fosfat ve fosfatın biyolojik formlarının yerine arseniği kullanan bi canlıdan bahsediyoruz!
Yani yaşam için mutlaka gerek olan CHNOPS yani hidrojen, oksijen, karbon, fosfor, nitrojen ve sülfürden fosforun yerini arseniğin aldığı bir canlı..
Yaşam için gerekli olan bu 6 bileşenin dışına çıkabiliyorsak demek ki sadece arsenik değil daha bir çok madde bu 6 bileşenin birinin bile yerini alabilir ve 'Burda yaşam olamaz kesinlikle' dediğimiz yerlerde yaşam çıkabilir.. Ve buda tek tek geride kalan her yeri araştırmamız gerektiğini bize gösteriyor..
Çünkü mesela ATP'deki P fosfat,DNA'da şekerleri birbirine bağlayan element fosfat,ve şimdi DNA'da ATP'de bu molekülün yerine arseniği kullanabilen bir canlı.. Yani DNA ve ATP'nin yapısını değiştirebilecek tamamen fosfatın yerini alabilecek bir molekül..
Bunların hepsi 6 bileşenin dışına çıkmamızı her türlü ihtimali araştırmamızı illa ki yaşam için fosfat aramamız gerektiğini bize gösteriyor..
Okuduklarıma göre bilim adamları 6 bileşenin fosfat dışındaki bütün bileşenlerini kullandıklarını ama fosfatın yerine arsenik verdiklerini ve bunun sonucunda canlının büyüyüp geliştiğini söylüyorlar..
Şu zamana kadar geliştirilen teorilerin çok çok dışında bir moleküler yapıya sahip olarak yaşayan bir canlı dünya üzerinde..
Kısacası arsenik bazlı bir yaşam olabilir dünya dışında ve içinde.. Bir canlı bu zamana kadar illaki olması gerek dediğimiz ve kesinlikle yaşam olan yerlerde onlardan bahsettiğimiz 6 bileşenin birinin yerine arsenik kullanabiliyorsa eğer belkide dünya dışında bir yerlerde arsenik bazlı bir hayat vardır..
İşte tüm bu yeni ve tamamen farklı sorular çok daha ilerilere götürebilir insanlığı,yeni bir yaşam formu bulunur belkide..
Ne kadar önemsiz birşey gibi dursada yaşam için gerekli bileşenlerin birinin yerine başka bir bileşen kullanan bir canlı.. Gerçekten çok ama çok önemli bir buluştur!
Küçümseyen zaten gitsin uyusun,yemek yesin filan devam etsin hayatına..

28 Kasım 2010 Pazar

kahretsin!

İnsanın istemediği ot burnunun dibinde bitermiş!!!!

Şu söz ne kadar doğru,ne kadar gerçek bi sözdür yahu!
Sen hiç karşılaşmak istemediğim,adını duymak dahi istemediğim insan kaaaalk İzmir'e taşın,hatta gel benim okulumun olduğu semte beni çıldırt!
Bi de gelemeyecek diye götü atarken 'Ay ben hiç istemiyorum' ayaklarına yat!
Ulan!
Ulaaaaan!
Sinirleniyorum,çok sinirleniyorum!
Bazı kızlar ne kadarda güzel yakıştırıyorlar 'kaşar' kelimesini bünyelerine..
Konunun detayı çok öncelerde yazmış olduğum 'Tatil ve Sürtükler' yazımda geçiyor,tekrar tekrar yazıp sinirlerimi ayaklandırmaya niyetim yok gece gece..
Zaten orda yazdığım satırlar,hatta duyabileceğim yazabileceğim hiç bir söz,cümle beni 'İzmir'e taşınıyoruz' cümlesinden daha çok sinirlendiremez şu an!
Allahım..
Görmeyim nolur,görürsemde sen sabır ver o otu yolmayım noluuuuuuuuuur!

İçSes:şu şarkıyı dinlede sakinleş!

24 Kasım 2010 Çarşamba

geçmiş acı verir



I'm lucky I'm in love with my best friend..

En çok söylediğin şarkıydı bana..
Özellikle bu satırlar!
Anlamalıydım.
Anlayamadım..

Şu muhteşem şarkıyıda dinleyemiyorum senin yüzünden,acı veriyor çok acı veriyor..
Keşke hiç tanışmasaydık bay Y.

19 Kasım 2010 Cuma